Suni Bir Terim "Kürt Sorunu"

Uzun yıllardır ülkemizde yaygın olarak kullanılan bir "Kürt sorunu" terimi var. Kürt sorunu ifadesi yıllarca pek çok insanı aldatmayı başardı. Öyle ki insanların bir kısmı, Kürt kardeşlerimizden kaynaklanan bir sorun ile karşı karşıya olduklarını zannettiler. Sanki Kürt kardeşlerimiz bu vatanın bir evladı, Türkiye Cumhuriyetinin bir ferdi değilmiş gibi, Türkler ve Kürtler arasında suni bir husumet olduğuna inandılar. "Kürt sorunu" ismi işte bu şekilde bir propaganda malzemesi haline getirildi.
Oysa "Kürt sorunu" ifadesi tamamen bir aldatmacadan ibarettir, Türklerle Kürt kardeşlerimiz arasında ayrılık çıkarma amacıyla konulmuş sahte bir isimdir. "Kürt Sorunu" ismi sürekli kullanılınca, ortada Kürtler ile Türkler arasında gerçekten bir sorun varmış gibi bir izlenim oluşturulmuş, suni bir husumet ortamı var edilmiştir. Laz, Çerkez, Gürcü kısacası her soy, Türk toprakları içinde "Türk" kimliği altında rahatlık ve huzur içinde yaşarken, kendi geleneklerini uygular, kendi dillerini istedikleri gibi kullanır ve "Türk" olarak nitelenirken; bir anda Kürtlerin kendi dilleri, gelenekleri ve "Türklükleri" sorgulanır hale getirilmiştir. Yıllarca aynı topraklarda Türk kimliği altında birlikte yaşayan Türkler ve Kürtler arasında bu suni ayırım meydana getirilince, büyük bir kesim gerçekten bir sorun olduğunu zannetmiş ve bugünkü bölünme konuşmaları suni bir zemin bulmuştur. Oysa aslında "Kürt sorunu" adı altında kirli ve tehlikeli bir oyun oynanmaktadır.
"Kürt sorunu" olarak adlandırılan ve birtakım çevreler tarafından desteklenen bu suni sorun, bölgede oluşturulmaya çalışılan komünist, Stalinist ve Leninist hakimiyetin ön hazırlığıdır. Bilindiği gibi komünist rejimler kargaşa ve çatışma ortamında hayat bulurlar. Bir komünist rejimi hakim edebilmek için de öncelikle devlet yönetimine karşı bir hareket başlatılmalı ve bununla bir çatışma atmosferi oluşturulmalıdır. Komünizm; çatışmayı, vahşeti, terörü gerekli kıldığından (bu konuya ileriki sayfalarda detaylı olarak değinilecektir), kargaşa sağlandığında ortam komünist rejimin yerleşmesi için uygun hale getirilmiş olacaktır. Komünist rejimlerin hakim olduğu Çin, Kamboçya, Kuzey Kore gibi ülkelerin tümünde bu taktik kullanılmış; propaganda yöntemleriyle halk galeyana getirilmiş, ardından oluşturulan vahşet rejimleriyle bu ülkelerde milyonlarca insan katledilmiştir. Ülkemizin güneydoğusunda oynanan oyun da işte böyle bir planın parçasıdır.
Güneydoğu'daki sorunun Kürt milliyetçiliği ile ya da Kürtlerin içinde bulundukları şartlarla hiçbir ilgisinin olmadığı, sözde "Kürt sorunu" bahanesiyle nasıl bir kargaşa ortamı oluşturulmaya çalışıldığı iyi anlaşılmalıdır. Hedeflenen komünist zulüm sistemini ve bu zulüm sistemi içinde Kürt kardeşlerimizin nasıl harcanacağını daha iyi anlamak için de PKK'nın ideolojisini yakından incelemek gerekir. Bu sapkın ideoloji, Marksist, materyalist, Stalinist ve Leninist ideolojidir ve temeli yalnızca ve yalnızca Darwinizm'e dayanır.
|